KEMAL MURATOĞLU

1960 Ankara doğumlu. Aslen Çorum- Alaca’lı olan iş adamı evli ve iki erkek çocuk babasıdır.

İş hayatına 1974 yılında seyyar satıcı olarak başlamış daha sonra meyve sebze ticareti ile iş hayatına devam etmiştir. Şuan halen aktif olarak meyve, sebze ticaretine devam etmektedir. Bu iş kolu dışında ise 2002 yılında İlkim inşaatı kurarak inşaat sektörüne ve Muratoğlu Faktoring’ i kurarak Finans sektörüne girmiş ve her sene Ankara’da ki vergi rekortmenleri sıralamasına girmiştir. 2008 yılında ise çocuklarını destek vererek hizmet sektörüne yönlendirmiştir, günümüzde hala işletmeye devam edilen Joyland markasını kurmuşlardır.

2011 yılında Eğitim sektöründe çocuklarını destekleyerek Pi Koleji’nin açılışını gerçekleştirmiştir. 2012 yılına gelindiğinde ise asıl iş kolu olan meyve, sebze ticaretini büyütmek amacı ile Antalya ilinde 150 dönüm arsa üzerine sera kurarak Muratoğlu Tarım markası ile üretim ve ihracata başlamıştır.

İş Hayatı dışında ise 1984 -1999 yılları arasında ankara manav ve balıkçılar odası başkanlığı yapmış ve onursal başkan olarak görevini devretmiştir. 2004-2012 tarihleri arasında Ankara Ticaret Odası meclis üyeliği görevinde bulunmuştur.


Kemal Muratoğlun'dan Genç Girişimcilere Mesaj

Girişimcilik Türkiye’nin gözde mesleklerinden biri olma yolunda aşama kaydediyor.
Burada beni maksimum düşündüren sual bir insanoğlunun girişimci “doğması mı”, yoksa “olması mı”? Bilindiği benzer biçimde ben “geç” girişimci olan biriyim. şu demek oluyor ki geçmişimde “üniversiteyi bıraktım, ilk girişimimi kurdum” veya “küçük yaşta iş yaşamına atıldım, sonra girişimci oldum” benzeri hikayeler yok.
Girişimcilik yaşamım başladıktan sonra sanki her zaman girişimciymişim şeklinde oldum desem yeridir. Bu kadar uzun seneler nasıl kurumsal dünyanın içinde olmuşum, bugün anlamakta kuvvetlik çekiyorum. Diğer taraftan benim kuvvetli yanlarımın kaynaklarının bu dönemde oluştuğunu görüyorum… kısaca o dehemmiyet olmasaymış, ben girişimci olarak başarılı olamazdım.
Başarılı girişimcilerin ortak yanları var mı?
Doğal olarak yaşamımın girişimci döneminde tanıştığım her girişimciye “sen nasıl girişimci oldun” sorusunu sormuşumdur.
Başarılı girişimcilerin hep inandıkları bir işi yapmış olduklarından dolayı girişimci olduklarını gözlemledim. Maddi başarı zamanla gelmişti. Ve hepsinin hayatında ilham veren birisi vardı. Ya aileden biri, ya yurtdışındaki rol modellerinden biri veya yakın çevreden biri. Birileri bu insanların kafasına girişimciliği sokmuştu. Gerisi ayrıntılar hikayelere giriyor. Başarılı girişimcinin üniveristeyi bırakanı var, bırakmayanı var. Okulundan atılanı var, atılmayanı var. Çok iyi okulu bitiren var, bitirmeyeni var. Bu liste sonsuza dek uzatılabilir. Fakat başarılı girişimcilerin yaşamında hep bir ilham perisi olmuş.
Daha az başarılı girişimcilerin verdiği cevaplar ise daha değişikti. Genel anlamda şartların onları girişimciliğe zorladığını söyledilar. İlham veren birileri yoktu. Sayıca bir fazlaca değişik girişim hayata geçirmişlerdi… Başarıyı sadece para ile ölçüyorlardı. Doğrusu yaptıkları işe inancları olmadığını söylemek istemiyorum ama para sanki bu inanclarının da önünde bulunduğunu gözlemledim.
Sonuç olarak başarılı bir girişimci olmak için yaşamınızın bir döneminde bir esin yardımıyla girişimcilik kulvarına girmeniz ve yapmış oldugınız işe inanmanız benim açımdan başarılı bir girişimci olmak için en önemli iki ön şart. Bilimsel bir tez olarak değil, yalnız şahsi bir edinim ve ghasret olarak kabul etmenizi rica edeceğim.
Peki ilham ve inanç başarılı girişimci olmanın tek şartları mı?
Doğal ki ve kesinlikle hayır. Bir zamanlama ve şans faktörü var. Bence başarının yüzde ellisi bu iki unsurda gizli. Bilinçli bir halde etkilenmesi çok zor fakat eğer olmazsa olmaz kıvamında iki unsur. Doğru zamanda doğru yerde olduktan sonrasında gerisi işin günlük yaşamında gösterdiğiniz performans ile ilgili.



Başarılı İş Fikirleri Bulmanın Yollarını Kemal Muratoğlu Anlatıyor

Bazı insanoğlu için iş fikri bulmak sakız çiğnemek kadar kolaydır. ötekiler içinse nerede ise imkansızdır.
Bana gore yeni bir fikir yaratmak çok rahat olmasa bile bu benim her zaman ve denemeden yaptığım bir şey. Ben bunun doğuştan gelen bir yetenek olduğuna inanmıyorum. Zamanla öğrenilen ve uygulanan bir kabiliyet olduğunu düşünüyorum.
Bu “öğrenme” ilk başlarda şuuraltında başlıyor. Yaratıcılık ve inovasyon üzerine yapılan araştırmaların sayısı her geçen gün artıyor. Problemleri fark etmek ve gereksinimları bulmak için yeteri kadar pratik meydana getiren ve çaba gösteren her insanın yeni iş fikirleri bulma becerisini geliştirebileceğine inanıyorum.
Devamı

ALDIĞIMIZ ÖDÜLLER

KURULUŞLARIMIZ